"...İşte bu yüzden uyumuyoruz ne de bizi yakalamak için pusu kurup bekleyen ağları unutuyoruz. Çünkü eğer tek bir ağa bile yakalanırs...

Ruha Kurulan Tuzak-Nag Hammadi Kütüphanesi-Yetkin Öğrenim

 



"...İşte bu yüzden uyumuyoruz ne de bizi yakalamak için pusu kurup bekleyen ağları unutuyoruz.


Çünkü eğer tek bir ağa bile yakalanırsak, su üzerimizde yüzerken ve vururken yüzümüze, bizi ağzıyla emip aşağıya indirecek 


Ağın içine doğru sürüklenirken ondan çıkamayacağız çünkü sular bizi aşmış olacak, yukarıdan aşağıya doğru akacak ve kalplerimizi iğrenç çamura gömecek.


Ve biz kurtaramayacağız kendimizi onlardan. Çünkü insan yiyenler tıpkı suya olta atıp sevinen balıkçılar gibi bizi kapıp çiğneyecekler.


Çünkü sulara çok çeşitli yiyecekler atmakta ne de olsa her balığın besini farklı.

 

Koklar yiyeceği ve kokusunun peşinden gider.

 

Fakat yiyeceği yer yemez, yemeğin içindeki çengel onu yakalar ve kuvvetle derin sulardan yukarı çeler.



Balıkçının kurdupu tuzak dışında hiçbir adam balıkları derin sularda yakalayamaz. Yiyecek hilesiyle balığı çengele takar.


Biz de tıpkı balıklar gibiyiz bu dünyada.


Düşman bizi izler, tıpkı balıkçı gibi bizi bekler, bizi midesine götürmenin hayallerini kurarak bizi yakalamak ister.

 

Ne de olsa gözlerimizin önüne bu dünyaya ait olan bir çok yiyecek (nesneler) koymuştur.


Onlardan birini istememizi dilerler ve sadece biraz tatmamızı beklerler ki böylece gizli zehiri ile bizi yakalayacaklar ve özgürlüğümüzden çekip alarak köleliğin kollarına atabileceklerdir.Çünkü ne zaman bizi tek bir yiyecekle yakalasa bizim gerisini istememiz elzemdir. Sonunda, tüm bu nesneler ölümün yiyeceğine dönüşürler.

Bu yiyeceklerle bekler bizi iblisler.


İlk önce kalbine bir acı enjekte eder ta ki sen  bu yaşamın küçük bir şeyiyle ilgili kalp ağrısı çekene kadar  ve sonra seni zehriyle yakalar.

Ve daha sonra kalbine bir hırkanın arzusunu verir ve sen böylece gururlandırırsın kendini onunla ve para sevgisiyle, gururla, burnu büyüklükle, başka bir kıskançlığa yol açan hasetle, beden güzelliği ve hile ile. Bunların içinde en kötüleri cahillik ve rahatlıktır. 


Tüm bunları düşman büyük bir titizlikle hazırlar ve bedeninin önüne yayar ve ister ki ruhun aklı bunlardan birine yanaşsın ve etkilensin. Tıpkı bir çengel gibi ruhu cahilliği içinde kendine çeker büyük bir güçle. Kötülüğün farkına varana ve maddenin meyvelerini yüklenene kadar kadar kandırır ruhu. Ve ruh kirlenmiştir artık arzularının ve ihtiraslarının peşinde ve bedensel haz onu cahilliğe ve umarsızlığa sürükler.


Tüm bunları tadan Ruh tatlı hazların geçici olduğunu anlamıştır fakat. Kötülüğü öğrenmiştir, bunlardan uzaklaşır ve yeni bir duruma girir. İğrenir bu hayattan daha sonra çünkü geçicidir. Ve kendisini yaşama götürecek yiyecekleri arar ve kandıran yiyecekleri ardında bırakır.  Ve ışığını öğrenir bu dünyadan sıyırdıkça kendini. Gerçek giysisi sardıkça kendini ve gelinliği etin değil aklının güzelliğinin üzerine yerleştirilir. Der derinliğini öğrenir ruh ve kendi katına (fold) koşar çobanı onu kapıda beklerken. Bu dünyada çektiği tüm utanç ve aşağılanmalara karşılık 10 bin kat lütuf ve görkem zafer elde eder..."

0 yorum:

İLETİŞİM