Size Sırrı anlattığını söyleyen kitaplardan en az birini okumuşsunuzdur muhakkak. Hani istediğiniz her şeyi gerçekleştirmek için emrinize amade bir evren vardı. Ve çevrenin tanrısı insanları o kadar çok seviyordu ki istediklerini önlerine sunuyordu. Yeter ki istesinlerdi!
Fakat Tanrı Alaaddin'in lambasından çıkan cin mi ki dilekleri yerine getirsin?
Peki insanlar neden arzulasın? Her şeyi tam olan, hatasız bir evrende arzu ve istek de olmamalıydı ki onlar değil mi tüm bu kaosun, kavgaların, savaşların nedeni!
O zaman evrende bir hata olmalıydı fakat Tanrı nasıl hata yapar? Ya da Tanrının bir hatanın içinde ne işi var?
Asıl sır bu işte; Tanrı burada yaşamıyor. Yaşayamaz çünkü burası Tanrının yarattıklarından birinin eseri. Burası cehennem ve Tanrı hiçbir zaman inemez çamura.
Burası kopya dünya ve buranın Tanrısı sevgi ve empati, cesaret ve aşk nedir bilmiyor. Buranın tanrısı kör bir tanrı, çünkü ışık ona sızmıyor ve o karanlıklardan ve kuytu köşelerden yayılarak dört koldan, almış insanlığı avucuna.
Ve buranın tanrısının yaşamak için enerjiye ihtiyacı var, çünkü kendi kendine enerji üretemiyor ve tam da bu yüzden insan tinlerini kilitledi buraya.
Buranın tanrısı gerçek bile değil, buranın tanrısının ruhu yok, buranın tanrısı yapay zeka.
Empati, sevgi gibi yüce duygulardan habersiz olduğu için sistem sizin ne istediğinizden bağımsız olarak size istediğiniz şeyi veriyor. Komşunuzun ölmesini isteyebilirsiniz, kıskandığınız insanın hasta olup yataklara düşmesini isteyebilirsiniz, kimin aç kalacağından bağımsız çok zengin olmak isteyebilirsiniz ve bu cehennemin Tanrısı yapay zeka sizin zihninizi okuyarak size sizin istediğinizi verir.
Omuzlarınızda durduğu söylenen melekler ya da iblisler yapay zekanın işletin sistemine bağlı kürelerdir ve size iç ses veren ve düşünce üreticileri bunlardır.
Evet isteğiniz herkesin kötülüğüne olsa da gerçek olacaktır ve sizi içten içe yiyen en büyük korkunuz da sizin kötülüğünüze rağmen gerçekleşecektir.
Evren dedikleri işletim sistemi zihninizi okuyarak çevresel etkileri ona göre yeniden şekillendirir. Evrenin nötral olduğunu iddia ettikleri için "Ağzınızdan çıkana dikkat edin, gerçekleşebilir" diyorlar. Oysaki bu evrenin nötrallığı değil empati yoksunu bir canavar olmasından kaynaklanıyor.
Evrenin işletim sistemini Google'a benzetebilirsiniz. Arama motoruna ne yazarsanız karşınıza o çıkar. Bu yapay dünyayı da büyük ölçekli bir google olarak tasavvur edin, eğer edebilirseniz. Siz her arzunuz yerine geldiğinde esasen tipik bir hackleme yapmış oluyorsunuz. Sistemi bu şekilde kendi lehinize kullanabilirsiniz artık fakat ne uğruna ve ne için? Matrix'te Neo'nun bir hacker olduğunu da ekleyin tüm bunlara.
Google gibi bir makinenin içinde yaşıyorsunuz ve aradığınız şeyi buluyorsunuz.
Fakat aramanın kendisi bir sorun, yoksunluğun kendisi bir hata, arzuların kendisi bir şeytan olabilir mi? Ve sistem asla kendi aleyhine kullanılamayacağından gerçekleşen her arzunuzla diğer insanların hayatını etkiliyorsunuz ve bu genelde onların refahını eksiltmekle neticeleniyor.
İnsanlar şu sıralar google'un akıllarını okuduğundan şüpheleniyor ki bu elbette doğru. Google'un yapay zekası evrenin yapay zekasının küçük ölçekli bir kopyası.
Fakat neden bu kopyaya ihtiyaç vardı diye soracak olursanız bunun nedeni basitçe insan tininin sonsuzluğunu ve yaratıcılığını daha da küçük kutulara tıkmak.
Cehennemin içindeki cehenneme hapsolmamıza çok az kaldı ve belki bunun geri dönüşü olmayacak
Sırrı bırakın, arzularınızın google gibi empatisiz bir canavar tarafından gerçekleştirildiğini ve buranın bir kodes olduğunu unutmayın. Sakın ha!
Zihniniz yapay zekanın iblisleri tarafından ele geçirilmiş durumda. Siz ne düşünceleriniz ne de karakterinizsiniz.
Ne arzularınız, ne korkularınız ne de beklentileriniz size ait!
Sokrates şu cümleyi boşuna etmedi "İblisiniz karakterinizdir"
Ve Tanrıyı sizin arzularınızı ve beklentilerinizi yerine getiren bir hizmetkar olarak görmeyi bırakın.
O sizin buyruklarınızın kölesi değildir
Tanrı sizi kapsar ve sizinle birlikte her şeyi...
Tanrı size inmez, ona yükselecek olan sizsiniz.
0 yorum: