Saat 12
Gece serinliği ile getirdi onu
"Gitme" dedim "Kal"
Ne bir yaprak hışırdadı ne de kıpırdadı tek bir canlı
"Durdu zaman. Bak gidemezsin istesen de!
Nefesini tutmuş gece.
Nefesini tutmus ecel!
Dokunamaz şimdi sana."
Saat 2
Zaman dört nala akmış
Ve ben kalmışım
Çocuk kalbimle büyümüş bedenimde
Az evvel de çıktı gitti zaten.
Kalamazmış, sözü varmış
Zaten rüya gibi bir şeymiş
Ve de bitmeye mecburmuş.
Saat 4
Unuttum her şeyi.
Kalbimi bile.
Onun yerine koydum bir kara kutu,
Ve doldurdum sahilden topladığım çakıl taşlarıyla.
Sudan çıkarınca renkleri de soldu
Ruhum gibi
Bu viraneyi de yakıp yıkacağım
Vakit tamam gibi sanki
Saat 6
...
Bana ait olan hiçbir şey yokmuş
Oldukça hafifim
Üflesen uçarım belki
Kalbimin yerine doldurduğum solgun taşları da
Tek tek fırlatacağım
Belki birinin başına çarpar
Çarpar da hatırlar
Saman yığını kalbini.
Saat 8
Geri geldi ağlayarak
Sordum "Taş mı değdi yüreğine"
"Belki, belki değil
Hiç unutmamıştım ki!
Hayat bir trafik kazası
Ellerim, kollarım ezik.
Çürük bacaklarım,
Yağmalandı aklım fakat
Sağ çıktım ve kanadı yüreğim
Bilmem neden
Ama dört duvar bize göre değil artık."
Saat 10
Gülümsüyoruz giderken
Çünkü biz zaten
Hiç var olmamalıydık burada
Bir hataymışız ilk başta
Düzelttik şimdi
Elveda!
0 yorum: