Uğuldadı sabırsız rüzgarın sesi
Kulağımda değil fakat yüreğimin içinde.
Sığmaz oldum kendime;
"Hadi hazırlan" dedim rüya görene.
"Gidiyoruz."
Geçirmedim üstüme bir şey
Buz gibi bir soğuk hava fakat sıcak ellerim.
Koştum kapıya.
Açtım olanca hızımla,
Bir adım attım
Sisli gri bulutlara.
"Uyandık mı şimdi?" diye sordu
Uykulu gözlerinin içinde rengarenk yansımalarla
"Bilmem ki" dedim.
"Fakat birkaç saniye öncesinde
Emin gibiydim her şeyden
Bu kadar uğultu boşa olamaz
Dedim hep içimden.
Ama şimdi çıplak ayaklarım
Var yok bulutlarının arasında.
Belki de
Sis yuttu bizi
Gri karnında minicik bir bezelye"
"Anlamadım
Hala uyuyorum demek ki
Haber et bana
Tanrı el salladığında"
Geri düştü başı yere
Sarstım fakat olmadı
İniyorum şimdi ben de
Bulut sandığım bir göz aldatmacası
Değil de ne?
Ya da gözümün kendisi
Kıvrılan hadsiz yalanların habercisi.
Fakat Güneş yalan söyleyemez bize
Ki kendisi hakikatin temel direği.
O vakit ben biraz daha kıvrılayım kendi içime
Her şey bir olana değin zamanın tanrısının elinde.
0 yorum: